Belek'den Demre Myra ve Kekova Turu

Demre, Myra ve Kekova Turu

Demre – Kekova – Myra turumuzda, siz değerli misafirlerimizi otellerinden özel araçlarımızla alarak, Antalya merkezinden Demre - Myra Antik kentine doğru hareket edilir.

Myra, Likyalılara ait antik bir kent özelliği taşıyan ve günümüz Türkiye'sinde Antalya İlinin Kale (Demre) ilçesinin yer aldığı gezilecek etkileyici yerlerden sadece biridir. Akdağ, Alacadağ ve Ege Denizi arasında Demre Çayı (Myros) ile taşınan alüvyon topraklarla oluşmuş verimli bir ova şekline gelmiştir.

Antalya ilinin turistik ilçelerinden biri olan Demre (Eski adı, Kale) her zaman Likya'nın en önemli şehirlerinden biri olarak bilinir. En erken sikkeler MÖ 3. yüzyıl tarihlenir. Fakat şehrin en azından MÖ 5. yüzyıl da kurulduğu tahmin edilmektedir.

Myra Antik Kenti, Demre ovası üzerinde kurulmuştur. Demre Çayının batısındaki ulaşıma elverişli kanal ile şehrin denizle bağlantısı sağlanmaktaydı. Kanalın diğer yanında yer alan yerleşim yeri olan Andriake (Çayağzı) limanından da bölgenin deniz ulaşımı ve ticareti yürütülmekteydi. Likya Dönemi kaya mezarları, Roma Dönemi tiyatrosu ve Bizans Dönemi Aziz Nikolaos Kilisesi (Noel Baba) ile ünlü olan Myra Antik Kenti görülmesi gereken yerlerden biridir. Kaya mezarları, Likçe yazıtları ve sikkeler 5. yüzyıldan itibaren varlığını sürdürdüğünü gösterirler. Likya Birliğinin 6 büyük yerleşim yerinden biri olan Myra, Likçe yazıtlarda Myrrh diye anılır.

Myra, Bizans Döneminde dini yönden olduğu kadar idari yönden de önde gelen şehirlerden biri halindedir. Ünü günümüze dek ulaşan  Aziz Nikolaos'un (Noel Baba) 4. yüzyılda şehrin piskoposu olması ve ölümünden sonra aziz mertebesine ulaşması adına kilise yapılmasına borçludur. Myra, 7. yüzyıldan itibaren gere Arap akınları sebebiyle, gerek doğal afetlerle ve Demre Çayı'nın getirdiği alüvyonlar buranın önemini yitirmesine ve 12. yüzyılda köye dönüşmesine yol açmıştır.Günümüz kalıntılarını, antik tiyatro ile her iki yanında yer alan kaya mezarları oluşturur.

Bugün oldukça sağlam durumda olan ve Roma Döneminden kalan surların dışında, Helenistik dönemden hatta 5. Yüzyıldan kalma sur kalıntılarına akropol tepesi ve çevresinde rastlamak mümkündür. Akropolün Güneyinde yer alan tiyatro, gerek oturma sıraları gerekse sahne binası ile çok iyi korunmuş antik bir Roma Dönemi tiyatrosunun tüm özelliklerini yansıtır. Sahne binasının tamamı olmasa da ikinci katın yarısına kadar ayakta kalmayı başarmıştır.

Tiyatronun hemen iki yanında bulunan kabartmalı ve düz kaya mezarları bulunur. Likyalıların ölüyü ve yakınlarını betimleyen kabartmalı mezarları ilginizi çekecektir. Akdeniz kıyısındaki bu heyecan verici turda bizimle olmak ister misiniz? O halde çok geç kalmadan yerinizi alın.